top of page

Karaelmas Mı, Kanlı Elmas Mı?

  • Yazarın fotoğrafı: Deniz Metin
    Deniz Metin
  • 15 Eyl 2023
  • 2 dakikada okunur


Yüzlerce yıl önce, belki de bir köylünün toprakta sıradan bir taş sanarak aldığı, fakat alev aldığında gecenin karanlığını aydınlatan siyah bir hazineyi keşfetmesiyle başladı bu derin serüven. Aradan geçen yüzlerce yıl içinde ısınma için kullanılmış olsa da, bu kıvılcımın alev alacağı an, buharın tüm dünyayı saran ritmiyle, sanayi devriminin derin hüznü ve heyecanıyla birleştiğinde geldi.


Artık o, bir zamanlar yalnızca toprağın altında yatan sıradan bir taş değil, aynı zamanda uygarlıkların kaderini belirleyen, uğruna hayatlar verilen bir hale geldi. Uzun süren ve milyonlarca insanın hayatına mal olan savaşlardan sonra, bir daha bu uğurda canlar yitirilmemesi adına 1952 yılında bugün Avrupa Birliği’ne (AB) dönüşecek Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’nun (AKÇT) temelleri atıldı. Fakat ilerleyen yıllarda nükleer enerji ile doğalgazın etkisi arttırmasıyla bir zamanlar endüstrinin temeli, işçi direnişlerinin sembolü olan kömür kademeli olarak önemini yitirmeye başladı.


Ülkemizdeki kömür üretiminin tarihi ise Osmanlı dönemine kadar uzanmaktadır. Bir rivayete göre Kızıl Mehmet Kırım Savaşı’nda savaşırken yerel halkın siyah taşları yakarak ısındığını görür ve köyüne döndüğünde yıllarca bu siyah taşları aramış ve nihayetinde yıllar süren çabaları sonucunda muradına ermiştir.


Tabii ki o dönem yerli sermayenin zayıf olması ve kapitülasyonlar nedeniyle ekonomisinin eski gücünde olmaması gibi nedenlerle madenin imtiyaz hakları Fransız’lara verilmişti. Cumhuriyet ile birlikte tüm imtiyazlar kaldırılmış ve Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) kurularak işletmesi buraya devredilmiştir.


Dünya genelinde, 1960'lardan itibaren kömürün talebi nükleer enerji ve doğalgaza kaydı. Ancak nükleer enerjinin riskleri ve Rusya-Ukrayna Savaşı'nın etkisiyle, Avrupa doğalgazda dışa bağımlılığı azaltma konusunda adımlar atıyor.


Almanya bu doğrultuda hanelerde fosil yakıtların 2026 yılına kadar kullanımının azaltılması, konutların ısınma sistemlerinin %65’inin yenilenebilir enerji sistemleri ile çözülmesi planlanmaktadır. Ülkemizde ise halen doğalgazın ulaşmadığı kasabalar var ve buralara da doğalgazın iletilmesi için çalışmalar ve yatırımlar sürmektedir.


Bu nedenle, çevreci ve sürdürülebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmanın zamanı geldi. Güneş ve rüzgar enerjisi gibi bilinen yenilenebilir enerji kaynaklarına ek olarak, Füzyon gibi deneysel olan sistemlere de yatırım yapılmalı. Geçmişte olduğu gibi, enerji kaynaklarını kontrol eden ülkeler, dünyanın da kontrolünü elinde bulunduracak.


Ancak kömürün çevreye verdiği zararların yanı sıra üretimi de risklidir. Tarihte birçok maden faciası yaşanmıştır. 1942'de Çin'in Benxihu madeninde 1.549 kişi hayatını kaybetti. Ve ne yazık ki ülkemizde de, 13 Mayıs 2014'te yaşadığımız Soma Faciası'nda 301 canımızı kaybettik. Burada rakamın 1 ya da 1.549 olması arasında bir fark yok. Çünkü kaybettiğimiz her bir hayat, bir aile için tüm dünyayı ifade eder.


Son olarak, Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde yaşanan maden faciasında hayatını kaybeden emekçi kardeşimize Allah'tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı ve yaralılara acil şifalar dilerim.

Comments


© 2023 Deniz Metin 

Bu sitedeki yazılar, yazar adı ve site kaynak gösterilmeden kullanılamaz

  • Instagram
  • Grey Twitter Icon
bottom of page